Kocaeli’de yaşanan korkunç olay, yaz aylarında bronzlaşmak isteyenler için önemli bir uyarı niteliği taşıyor. 33 yaşındaki Gülşah Bodur, gittiği güzellik merkezinde solaryum seansı sırasında içeride unutuldu.
Normalde 10 dakika sürmesi gereken işlem, cihazın otomatik kapanma sisteminin devre dışı kalması nedeniyle tam 22 dakika sürdü. Vücudunda ciddi yanıklar oluşan genç kadın hastaneye kaldırıldı. Yaşadığı travmanın ardından Gülşah Bodur, güzellik merkezi hakkında hukuki işlem başlattı.
Yaz mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte solaryum merkezlerine olan ilgi artarken, uzmanlar bu tür uygulamaların sağlık açısından ciddi riskler taşıdığına dikkat çekiyor.
Solaryum, 1. Derece Kanserojen!
Dermatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Begüm Güneş, solaryumun Dünya Sağlık Örgütü tarafından 1. derece kanserojen sınıfında yer aldığını hatırlatarak, bu uygulamanın özellikle melanom gibi ölümcül cilt kanserlerine yol açabileceğini vurguladı.
“Yoğun ultraviyole ışınları DNA hasarına neden olur ve bu hasar zamanla birikir. Kanser riski sadece bir seansla bile artabilir. Melanom dışında bazal hücreli ve skuamöz hücreli cilt kanserlerinin görülme oranını da ciddi şekilde artırıyor.” dedi.
Göz Sağlığı, Bağışıklık ve Hamilelik Üzerinde Tehlikeli Etkiler
Solaryumun zararları yalnızca ciltle sınırlı değil. Dr. Güneş’e göre koruyucu gözlük kullanılmadığında katarakt, fotokeratit gibi göz hastalıklarına yol açabiliyor. Ayrıca bağışıklık sistemini baskılayarak herpes gibi enfeksiyonların alevlenmesine neden olabiliyor.
Hamileler için de solaryumun son derece riskli olduğunu belirten Güneş, özellikle ilk trimester döneminde ultraviyole ışınlarının bebekte kalıcı hasarlara neden olabileceğini ifade etti.
Erken Yaşlanma ve Kalıcı Hasarlar
Ciltte kolajen ve elastin liflerini parçalayan UV ışınları, zamanla kırışıklık, sarkma ve kalıcı lekeler bırakabiliyor. Solaryuma maruz kalan kişilerde, erken yaşlanma belirtileri hızla görülebiliyor.
“Solaryumun sadece estetik nedenlerle tercih edilmesi çok tehlikeli. Hiçbir şekilde kullanılmasını önermiyoruz. Hasarlar anlık değil, bir ömür boyu DNA’da birikiyor.” dedi.